فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِنْدِنَا قَالُوا إِنَّ هَٰذَا لَسِحْرٌ مُبِينٌ
Süleyman Ateş
Onlara katımızdan gerçek gelince: "Bu, apaçık bir büyüdür." dediler.
Alİ Bulaç
Onlara Katımız'dan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."
Diyanet İşleri
Gerçek, katımızdan onlara gelince: "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı
Gerçek olan şey, katımızdan onlara gelince bu dediler, şüphe yok ki apaçık bir büyü.
Öztürk
Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür."
Çeviriyazı
felemmâ câehümü-lḥaḳḳu min `indinâ ḳâlû inne hâẕâ lesiḥrum mübîn.
Diyanet Vakfı
Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır
Kendilerine tarafımızdan hak gelince, "Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir." dediler.
Suat Yıldırım
Onlara tarafımızdan gerçek ulaşınca: “Bu besbelli bir sihirdir.” dediler. [27,14]
Edip Yüksel
Tarafımızdan kendilerine gerçek gelince, "Bu apaçık bir büyüdür," dediler.
: