قَالُوا نَفْقِدُ صُوَاعَ الْمَلِكِ وَلِمَنْ جَاءَ بِهِ حِمْلُ بَعِيرٍ وَأَنَا بِهِ زَعِيمٌ
Süleyman Ateş
Dediler ki: "Kralın su tasını kaybettik (onu arıyoruz). Onu getirene bir deve yükü (mükafat) var. Ben buna kefilim"
Alİ Bulaç
Dediler ki: "Hükümdarın su tasını kaybettik, kim onu (bulup) getirirse, (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır. Ben de buna kefilim."
Diyanet İşleri
"Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene bir deve yükü mükafat verilecek, buna ben kefil oluyorum" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı
Padişahın şerbet bardağını kaybettik, bulup getirene bir deve yükü zahire verilecek, ben de kefilim buna dediler.
Öztürk
Dediler: "Kralın su tasını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Kefili benim."
Çeviriyazı
ḳâlû nefḳidü ṣuvâ`a-lmeliki velimen câe bihî ḥimlü be`îriv veenâ bihî za`îm.
Diyanet Vakfı
Kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler. (İçlerinden biri:) Ben buna kefilim, dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır
Onlar da dediler ki: "Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu bulup getirene bir yük zahire var. Üstelik o tas bana zimmetlidir".
Suat Yıldırım
Görevlilerden biri: “Hükümdarın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Buna ben kefilim.” dedi.
Edip Yüksel
"Kralın su tasını kaybettik. Kim onu getirirse ona bir deve yükü ödül verilecektir. Ben bunu garantiliyorum."
: