وَلَقَدْ جَاءَهُمْ رَسُولٌ مِنْهُمْ فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمُ الْعَذَابُ وَهُمْ ظَالِمُونَ
Süleyman Ateş
Andolsun, onlara, kendilerinden bir elçi geldi, onu yalanladılar. Bunun üzerine onlar zulümlerine devam ederken azab onları yakalayıverdi.
Alİ Bulaç
Andolsun, onlara kendi içlerinden bir elçi gelmişti, fakat onu yalanladılar; böylece onlar, zulümlerine devam etmektelerken azap onları yakalayıverdi.
Diyanet İşleri
And olsun ki, aralarından kendilerine bir peygamber gelmişti, onu yalancı saydılar. Haksızlık ederlerken azaba uğradılar.
Abdulbakî Gölpınarlı
Andolsun ki onlara, kendi cinslerinden bir peygamber geldi de onu yalanladılar, onları helak ediverdi azap ve onlardır zulmedenler.
Öztürk
Yemin olsun ki, onlara içlerinden bir resul geldi de onu yalanladılar. Bunun üzerine, onlar zulümlerine devam edip dururken azap kendilerini yakaladı.
Çeviriyazı
veleḳad câehüm rasûlüm minhüm fekeẕẕebûhü feeḫaẕehümü-l`aẕâbü vehüm żâlimûn.
Diyanet Vakfı
Andolsun ki, onlara kendilerinden peygamber geldi de onu yalanladılar. Onlar zulmederlerken azap onları yakalayıverdi.
Elmalılı Hamdi Yazır
Andolsun ki, onlara içlerinden bir peygamber geldi de onu yalanladılar. Bunun üzerine zulüm yaparlarken azab da onları yakalayıverdi.
Suat Yıldırım
Onlara, içlerinden bir peygamber geldi, onlar onu yalancı saydılar.Derken onlar zulümlerine devam ederken, çok geçmeden azap kendilerini kıskıvrak yakaladı. [28,58-59; 14,28-29; 3,164; 2,151]
Edip Yüksel
Onlara kendilerinden bir elçi geldi, onu yalanladılar. Sonunda, zulmederlerken onları azap yakaladı.