وَوَهَبْنَا لَهُمْ مِنْ رَحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا
Süleyman Ateş
Onlara rahmetimizden (mal ve çocuk) lutfettik ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Alİ Bulaç
Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
Diyanet İşleri
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onların her dilde üstün şekilde anılmalarını sağladık.
Abdulbakî Gölpınarlı
Ve onlara rahmetimizden ihsanlar ettik, gerçek şöhretlerini yaydık, adlarını yücelttik.
Öztürk
Onlara, rahmetimizden nimetler bağışladık. Ve kendileri için yüksek bir doğruluk dili oluşturduk.
Çeviriyazı
vevehebnâ lehüm mir raḥmetinâ vece`alnâ lehüm lisâne ṣidḳin `aliyyâ.
Diyanet Vakfı
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.
Suat Yıldırım
Onlara rahmetimizden ihsanlarda bulunduk. Onlara dillerde ve dinlerde yüksek ve güzel bir nam bıraktık.
Edip Yüksel
Onlara rahmetimizden verdik. Onlara, doğru ve onurlu bir dil bağışladık.