Ona, acıdığımızdan dolayı kardeşi Harun'u da peygamber olarak armağan ettik.

Ona Rahmetimiz'den kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak armağan ettik.

Rahmetimizden, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ona bağışladık.

Rahmetimizden bir lütuf olarak kardeşi Harun'u da peygamber ettik.

Rahmetimizden ona kardeşi Hârun'u bir peygamber olarak armağan ettik.

vevehebnâ lehû mir raḥmetinâ eḫâhü hârûne nebiyyâ.

Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Harun'u bir peygamber olarak armağan ettik.

Rahmetimizden de ona, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik. Meâli Şerifi

Ve rahmet ve keremimizden, kardeşi Harun'u da nebî olarak ona ihsan etmiştik. [28,34; 20,31; 26,13] {KM, Çıkış 7,1}

Katımızdan bir rahmet olarak kardeşi Harun'u kendisine peygamber olarak armağan ettik.