Orada ne bir eğrilik, ne de bir tümsek görmeyeceksin.

"Orada ne bir eğrilik göreceksin, ne de bir tümsek."

Sana dağları sorarlar; de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin."

Orada ne bir iniş görebilirsin, ne bir tümsek.

"Yerlerinde bir eğrilik de bir yumruluk da görmeyeceksin."

lâ terâ fîhâ `ivecev velâ emtâ.

Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin.

"Orada ne bir çukur, ne de bir tümsek göreceksin."

“Orada artık ne iniş, ne yokuş göreceksin!”

"Orda ne ufak bir eğrilik ne de bir tümsek göreceksin."