وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَىٰ
Süleyman Ateş
Andolsun biz o(Fir'av)n'a ayetlerimizin hepsini gösterdik, yine de yalanladı ve dayattı.
Alİ Bulaç
Andolsun, Biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.
Diyanet İşleri
And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: "Ey Musa! Sihirbazlığınla bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Şimdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayinet ki sen de biz de düz bir yerde bulunalım da caymayalım" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı
Andolsun ki ona bütün delillerimizi gösterdik, yalanladı, çekindi.
Öztürk
Yemin olsun, o Firavun'a ayetlerimizin tamamını gösterdik ama yalanlayıp inadını sürdürdü.
Çeviriyazı
veleḳad eraynâhü âyâtinâ küllehâ fekeẕẕebe veebâ.
Diyanet Vakfı
Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti.
Elmalılı Hamdi Yazır
And olsun ki, biz, Firavun'a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onları yalan sayıp kabulden çekindi.
Suat Yıldırım
Biz Firavun'a bütün âyetlerimizi, delillerimizi gösterdik, fakat o bunları yalan saydı ve gerçeği kabul etmemekte direndi. [54,42]
Edip Yüksel
Ona tüm işaret ve delillerimizi göstermemize rağmen yalanlayıp reddetti.
: