وَالَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهَا مِنْ رُوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِلْعَالَمِينَ
Süleyman Ateş
O ırzını korumuş olan(Meryem)i de an; ona ruhumuzdan bir çocuk üflemiş, kendisini ve oğlunu alemlere bir ibret yapmıştık.
Alİ Bulaç
Irzını koruyan (Meryem); Biz ona Kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.
Diyanet İşleri
Mahrem yerini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, alemler için bir mucize kılmıştık.
Abdulbakî Gölpınarlı
Hani, bir de ırzını koruyan o kız vardı, onu da an; biz, ona ruhumuzdan üflemiştik ve onu ve oğlunu, alemlere bir delil yapmıştık.
Öztürk
Ve o, cinsiyet organını/ırzını titizlikle koruyan kadın. Onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık.
Çeviriyazı
velletî aḥṣanet fercehâ fenefaḫnâ fîhâ mir rûḥinâ vece`alnâhâ vebnehâ âyetel lil`âlemîn.
Diyanet Vakfı
Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle alem için bir ibret kıldık.
Elmalılı Hamdi Yazır
Irzını koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir mucize kılmıştık.
Suat Yıldırım
İffet ve namusunu gerektiği gibi koruyan Meryem'i de an. Biz ona rûhumuzdan üfledik, hem onu, hem oğlunu cümle alem için bir ibret yaptık. [15,29; 32,9; 66,12; 16,66]
Edip Yüksel
Ve ırzını koruyan kadın da... Nitekim ona ruhumuzdan üflemiştik. Onu ve oğlunu tüm dünyaya bir işaret yaptık.
: