نُمَتِّعُهُمْ قَلِيلًا ثُمَّ نَضْطَرُّهُمْ إِلَىٰ عَذَابٍ غَلِيظٍ
Süleyman Ateş
Onları biraz yaşatırız, sonra kaba bir azaba süreriz.
Alİ Bulaç
Biz onları az (bir şey ve zaman) olarak metalandırıp yararlandırırız, sonra onları ağır bir azaba katlandırırız.
Diyanet İşleri
Onları az bir süre geçindiririz, sonra da ağır bir azaba sürükleriz.
Abdulbakî Gölpınarlı
Onları az bir müddet geçindiririz de sonra istemedikleri halde onları ağır bir azaba atarız.
Öztürk
Onları birazcık nimetlendiriyoruz. Sonunda hepsini şiddetli bir azaba süreceğiz.
Çeviriyazı
nümetti`uhüm ḳalîlen ŝümme naḍṭarruhüm ilâ `aẕâbin galîż.
Diyanet Vakfı
Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız.
Suat Yıldırım
Biz onlara kısa bir süre ömür sürme imkânı veririz, ondan sonra da şiddetli bir azaba mahkûm ederiz.
Edip Yüksel
Onları biraz yaşatırız, sonra da ağır bir cezaya süreriz.