وَمَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الَّذِينَ صَبَرُوا وَمَا يُلَقَّاهَا إِلَّا ذُو حَظٍّ عَظِيمٍ
Süleyman Ateş
Bu(kötülüğü iyilikle savma olgunluğu)na ancak sabredenler kavuturulur. Buna ancak büyük şansı olan kavuşturulur.
Alİ Bulaç
Buna da, sabredenlerden başkası kavuşturulamaz. Ve buna, büyük bir pay sahibi olanlardan başkası da kavuşturulamaz.
Diyanet İşleri
Bu, ancak sabredenlere vergidir; bu ancak o büyük hazzı tadanlara vergidir.
Abdulbakî Gölpınarlı
Bu huy, sabredenlerden başkasına verilmez ve akıldan, tedbirden büyük bir hisseye sahip olmayanlara bu huy, nasip olmaz.
Öztürk
Böyle bir tavra, sabredenlerden başkası ulaştırılmaz. Böyle bir tavra, büyük nasip sahibinden başkası ulaştırılmaz.
Çeviriyazı
vemâ yüleḳḳâhâ ille-lleẕîne ṣaberû. vemâ yüleḳḳâhâ illâ ẕû ḥażżin `ażîm.
Diyanet Vakfı
Buna (bu güzel davranışa) ancak sabredenler kavuşturulur; buna ancak (hayırdan) büyük nasibi olan kimse kavuşturulur.
Elmalılı Hamdi Yazır
Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur.
Suat Yıldırım
Ama kötülüğe karşı iyilik hasleti, ancak sabredenlerin kârıdır, faziletten yana nasibi bol olanların kârıdır. {KM, Luka 19,26}
Edip Yüksel
Bu duruma ancak dirençli olanlar eriştirilir. Bu duruma ancak alabildiğine şanslı olanlar ulaştırılır.
: