فَتَوَلَّ عَنْهُمْ ۘ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَىٰ شَيْءٍ نُكُرٍ
Süleyman Ateş
Öyleyse sen de onlardan yüz çevir; o çağırıcının görülmemiş, tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,
Alİ Bulaç
Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün...
Diyanet İşleri
Öyleyse onlardan yüz çevir; çağıran, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;
Abdulbakî Gölpınarlı
Artık yüz çevir onlardan; o gün çağıran, hoşlanılmayan birşeye çağırır.
Öztürk
O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/ürpertirci şeye çağırdığı günde,
Çeviriyazı
fetevelle `anhüm. yevme yed`u-ddâ`i ilâ şey'in nükür.
Diyanet Vakfı
Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır.
Suat Yıldırım
Sen de şimdi onları kendi hallerine terk et. Gün gelir bir münâdî, hiç de hoşa gitmeyen, insanın görür görmez kaçacağı bir yere çağırır.
Edip Yüksel
Onlara aldırma; çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,