لَا تُدْرِكُهُ الْأَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الْأَبْصَارَ ۖ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ
Süleyman Ateş
Gözler O'nu görmez, O gözleri görür; O latif (gözle görülmez veya lutuf sahibi), herşeyi haber alandır.
Alİ Bulaç
Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.
Diyanet İşleri
Gözler O'nu görmez, O bütün gözleri görür. O Latif'tir, haberdardır.
Abdulbakî Gölpınarlı
Gözler onu göremez, o, gözleri görür, odur lütfü bol ve her şeyden haberdar.
Öztürk
Gözler onu fark edip kavrayamaz. Oysaki O, gözleri görür/bilir. O Latîf'tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habîr'dir, her şeyden haberdardır.
Çeviriyazı
lâ tüdrikühü-l'ebṣâr. vehüve yüdrikü-l'ebṣâr. vehüve-lleṭîfü-lḫabîr.
Diyanet Vakfı
Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır.
Elmalılı Hamdi Yazır
Gözler onu göremez, O ise bütün gözleri görür; O, lütuf sahibidir, her şeyden haberlidir.
Suat Yıldırım
Gözler O'na erişemez. O’nun ilmi ise bütün gözleri ihata eder.(Gözlerin görmediği her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan) latîf ve habîr O’dur. [67,14; 31,16] {KM, Çıkış 33,20; Yuhanna 1,18}
Edip Yüksel
Gözler O'na erişemez O, gözlere erişir. O Şefkatlidir, Haberdardır