وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ أَنْ أَلْقِ عَصَاكَ ۖ فَإِذَا هِيَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ
Süleyman Ateş
Biz de Musa'ya: "Asanı at!" diye vahyettik. Bir de baktılar ki o, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor. (Musa'nın ejderha olan değneği, büyücülerin büyülerini yutup yok etmişti).
Alİ Bulaç
Biz de Musa'ya: "Asanı fırlatıver" diye vahyettik. (O da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp yutuyor.
Diyanet İşleri
Biz de Musa'ya, "Asanı koyuver" dedik, o da koydu; hemen onların uydurduklarını yutmaya başladı.
Abdulbakî Gölpınarlı
Musa'ya, at sopanı diye vahyettik. Atınca koca bir yılan şekline giren sopa, onların yalancıktan meydana çıkardıklarını yuttu, hepsini silip süpürdü.
Öztürk
Biz de Mûsa'ya şöyle vahyettik: "Hadi at asanı!" Bir de ne görsünler, asa, onların ortaya getirdikleri şeyleri yalayıp yutuyor.
Çeviriyazı
veevḥaynâ ilâ mûsâ en elḳi `aṣâk. feiẕâ hiye telḳafü mâ ye'fikûn.
Diyanet Vakfı
Biz de Musa'ya, "Asanı at!" diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz de Musa'ya "Sen de asânı bırakıver." diye vahyettik. Birdenbire asâ, onların bütün uydurduklarını yakalayıp yutuverdi.
Suat Yıldırım
Biz de Mûsâ'ya “Asanı yere bırak!” diye vahyettik. Bir de ne baksınlar: Asa onların yaptıkları sihir, göz boyayıcılık kabilinden her şeyi yutuyor! [20,69; 26,45] {KM, Çıkış 7,12}
Edip Yüksel
Biz de Musa'ya "Asanı at," diye vahyettik. Nitekim o, onların uydurduklarını toplayıp yutuverdi.