فَإِنْ لَمْ تَأْتُونِي بِهِ فَلَا كَيْلَ لَكُمْ عِنْدِي وَلَا تَقْرَبُونِ
Süleyman Ateş
Eğer onu bana getirmezseniz artık benim yanımda size ölçü(lüp verilecek bir şey) yok. (Bir daha) bana yaklaşmayın!
Alİ Bulaç
"Eğer onu bana getirmeyecek olursanız, artık benim katımda sizin için bir ölçek (erzak) yoktur ve bana da yaklaşmayın."
Diyanet İşleri
"Eğer onu bana getirmezseniz bundan böyle benden bir ölçek bile alamazsınız ve bana artık yaklaşmayın da."
Abdulbakî Gölpınarlı
Onunla beraber gelmezseniz size benden bir ölçek bir şey bile yok, yaklaşmayın artık buraya.
Öztürk
"Eğer onu bana getirmezseniz, artık yanımda sizin için ölçülecek birşey yok, bir daha bana yaklaşmayın."
Çeviriyazı
feil lem te'tûnî bihî felâ keyle leküm `indî velâ taḳrabûn.
Diyanet Vakfı
Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek bir ölçek (erzak) yoktur, bana hiç yaklaşmayın!"
Elmalılı Hamdi Yazır
"Siz eğer onu bana getirmezseniz, bir daha size hiç kile yok, (bir ölçek bile zahire alamazsınız) yanıma da yaklaşmayın".
Suat Yıldırım
Yusuf onların zahîre yüklerini hazırlatınca dedi ki: “Siz, baba bir kardeşinizi de yanıma getirin, gördüğünüz gibi ben size tam ölçek veriyorum ve ben dışardan gelen misafirleri ağırlamaya, başka herkesten fazla özen göstermekteyim. Eğer onu getirmezseniz, o zaman, ne bir ölçek olsun zahire bekleyin, ne de yanıma yaklaşın!”
Edip Yüksel
"Onu bana getirmezseniz, artık benden ölçülüp tartılacak bir şey beklemeyin ve bana yaklaşmayın."
: