قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَىٰ أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ
Süleyman Ateş
Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezalandırılacağına) tanık olsunlar dediler.
Alİ Bulaç
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Diyanet İşleri
Bazıları: "İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk" deyince, "O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı
Öyleyse dediler, onu halkın gözü önüne getirin de söylediği söze tanıklıkta bulunsunlar.
Öztürk
Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."
Çeviriyazı
ḳâlû fe'tû bihî `alâ a`yüni-nnâsi le`allehüm yeşhedûn.
Diyanet Vakfı
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Elmalılı Hamdi Yazır
"O halde onu insanların gözleri önüne getirin, olur ki (aleyhinde) şahidlik ederler" dediler.
Suat Yıldırım
“Haydin, dediler, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar.”
Edip Yüksel
"Onu kamunun huzuruna çıkarın ki tanık olsunlar," dediler.