حَتَّىٰ إِذَا أَخَذْنَا مُتْرَفِيهِمْ بِالْعَذَابِ إِذَا هُمْ يَجْأَرُونَ
Süleyman Ateş
Nihayet varlıklılarını azab ile yakaladığımız zaman, hemen feryada başlarlar.
Alİ Bulaç
Nihayet, onların refahtan şımaran önde gelenlerini azap ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basacaklar.
Diyanet İşleri
Sonunda şımarık varlıklılarını azabla yakaladığımız zaman feryat ederler.
Abdulbakî Gölpınarlı
Sonunda nimet içinde yaşayanlarını azaba uğrattığımız zaman feryada ve yalvarmaya başlarlar.
Öztürk
Sonunda, servet ve refahla şımarmışlarını azapla yakaladığımızda, hemen bağırıp dövünmeye başlarlar.
Çeviriyazı
ḥattâ iẕâ eḫaẕnâ mütrafîhim bil`aẕâbi iẕâ hüm yec'erûn.
Diyanet Vakfı
En nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya (veya azaba) uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır
Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar.
Suat Yıldırım
En nihâyet onların refaha dalıp gitmiş olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımızda birden feryadı basarlar.
Edip Yüksel
Varlıklılarını cezaya çarptığımızda, yakınmaya başlarlar.