وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَرًا ۖ فَسَاءَ مَطَرُ الْمُنْذَرِينَ
Süleyman Ateş
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık, uyarıl(ıp da yola gelmey)enlerin yağmuru hakikaten çok kötü oldu!
Alİ Bulaç
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp-korkutulanların yağmuru ne kötü.
Diyanet İşleri
Üzerlerine de yağmur yağdırdık. Uyarılan fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi!
Abdulbakî Gölpınarlı
Üstlerine öylesine bir yağmur yağdırdık ki, ne de kötüdür korkutulanlara yağdırılan yağmur.
Öztürk
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru!
Çeviriyazı
veemṭarnâ `aleyhim meṭarâ. fesâe meṭaru-lmünẕerîn.
Diyanet Vakfı
Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) yağmuru ne de kötü!
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, (uyarılanların) o yağmuru ne kötü bir yağmurdu!
Suat Yıldırım
Üzerlerine öyle helâk eden bir yağmur yağdırdık ki sorma! Uyarılanların başına yağan musîbet ne fena idi!
Edip Yüksel
Üzerlerine bir çeşit yağmur yağdırdık; uyarılanların yağmuru ne felaketli bir yağmurdur.
: