وَجَعَلُوا لَهُ مِنْ عِبَادِهِ جُزْءًا ۚ إِنَّ الْإِنْسَانَ لَكَفُورٌ مُبِينٌ
Süleyman Ateş
Tuttular, O'na kullarından bir parça tasarladılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
Alİ Bulaç
(Buna rağmen) Kendi kullarından O'na bir parça kılıp-yakıştırdılar. Doğrusu insan, açıkça bir nankördür.
Diyanet İşleri
Ama inkarcılar O'na çocuk isnat ettiler. İnsan gerçekten apaçık nankördür.
Abdulbakî Gölpınarlı
Ve bazı kullarının, onun bir parçası olduğuna, ondan vücuda geldiğine hükmettiler, gerçekten de insan, apaçık bir nankördür elbet.
Öztürk
Kullarından O'na bir pay çıkardılar/bir parça isnat ettiler. Hiç kuşkusuz, insan apaçık bir nankördür.
Çeviriyazı
vece`alû lehû min `ibâdihî cüz'â. inne-l'insâne lekefûrum mübîn.
Diyanet Vakfı
Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
Elmalılı Hamdi Yazır
Buna rağmen insanlar, Allah'ın kullarından bir kısmını O'nun bir parçası saydılar. Gerçekten de insan apaçık bir nankördür.
Suat Yıldırım
Öyle iken, müşrikler tuttular kullarından bir kısmını O'nun cüz’ü (parçası) saydılar. Gerçekten insan çok nankördür.
Edip Yüksel
Kullarından bazılarını O'na bir pay olarak ayırdılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.