فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَرِينَ
Süleyman Ateş
Onlara gök ve yer ağlamadı. Ve kendilerine fırsat da verilmedi.
Alİ Bulaç
Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar (ın azabı) ertelenmedi.
Diyanet İşleri
Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlar erteye bırakılmamışlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı
Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.
Öztürk
Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!
Çeviriyazı
femâ beket `aleyhimü-ssemâü vel'arḍu vemâ kânû münżarîn.
Diyanet Vakfı
Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
Elmalılı Hamdi Yazır
Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.
Suat Yıldırım
İşte böyle oldu! Sonra bütün bunları, başka bir topluma miras bıraktık. Merhamete lâyık olma haklarını kaybettiklerinden, perişan hallerine gök de ağlamadı, yer de ağlamadı. Artık onlara yeni bir mühlet de verilmedi. [26,59; 7,137]
Edip Yüksel
Ne gök ve ne de yer onlara ağladı; ertelenmediler de.