Fir'avn'dan. Çünkü o, (insanları ezip) ululanan, sınırı aşanlardan biri idi.

Firavun'dan. Çünkü, o, ölçüyü taşıran bir mütekebbirdi.

And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir zorba olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık.

Firavun'dan; şüphe yok ki o haddi aşanlardan yücelik satan, ululanan biriydi.

Firavun'dan kurtardık. Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi.

min fir`avn. innehû kâne `âliyem mine-lmüsrifîn.

Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.

Firavun'dan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı.

Böylece, İsrailoğullarını gerçekten zelil eden, aşağılayan o işkenceden, Firavun'un işkencesinden kurtardık. Doğrusu, bu adam, haddini aşan, büyüklük taslayan zorbanın teki idi.

Firavun'dan. O, azgın bir diktatör idi.