وَلَقَدْ صَبَّحَهُمْ بُكْرَةً عَذَابٌ مُسْتَقِرٌّ
Süleyman Ateş
Sabah erken, onları kararlı bir azab yakaladı.
Alİ Bulaç
Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azap yakalayıp-bastırıverdi.
Diyanet İşleri
And olsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap başlarına geldi.
Abdulbakî Gölpınarlı
Ve andolsun ki bir sabah çağı üstlerine bir azap çöküvermişti onların.
Öztürk
Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları.
Çeviriyazı
veleḳad ṣabbeḥahüm bükraten `aẕâbüm müsteḳirr.
Diyanet Vakfı
Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
Elmalılı Hamdi Yazır
Sabah erken, onları kararlı bir azab yakaladı.
Suat Yıldırım
Bir sabah kendilerini, yakalarını hiç bırakmayacak bir azap bastırıverdi.
Edip Yüksel
Ertesi gün, yaman bir azap sabahlarını kutladı.