وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَهِينٍ
Süleyman Ateş
Şunların hiçbirine ita'at etme: Yemin edip duran aşağılık,
Alİ Bulaç
Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Diyanet İşleri
Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.
Abdulbakî Gölpınarlı
Ve itaat etme çok yemin edenlerin, reyinde isabet bulunmayanların hiçbirine.
Öztürk
Şunların hiçbirine eğilme, uyma: Çok yemin eden, bayağı-alçak,
Çeviriyazı
velâ tüṭi` külle ḥallâfim mehîn.
Diyanet Vakfı
Şunların hiçbirine itaat etme: yemin edip duran, aşağılık,
Elmalılı Hamdi Yazır
Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık,
Suat Yıldırım
Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Bu eski insanların masalları!” diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız. [74,11-26; 6,25; 8,31; 46,17]
Edip Yüksel
Şunların hiçbirine uyma: yemin edip duran, aşağılık,
: