وَإِنْ تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَىٰ لَا يَسْمَعُوا ۖ وَتَرَاهُمْ يَنْظُرُونَ إِلَيْكَ وَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ
Süleyman Ateş
Onları hidayete çağırırsanız, işitmezler. Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.
Alİ Bulaç
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile.
Diyanet İşleri
Onları doğru yola çağırırsanız duymazlar. Sana baktıklarını görürsün, oysa görmezler.
Abdulbakî Gölpınarlı
Onları doğru yola çağırırsan dinlemezler ve görürsün ki sana bakıyorlar, fakat baktıkları halde görmezler.
Öztürk
Onları, hidayete çağırsanız, duymazlar. Onların sana baktıklarını sanırsın. Oysaki, onlar görmezler.
Çeviriyazı
vein ted`ûhüm ile-lhüdâ lâ yesme`û. veterâhüm yenżurûne ileyke vehüm lâ yübṣirûn.
Diyanet Vakfı
Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır
"Siz onları doğru yola çağıracak olsanız da duymazlar." Onların sana baktıklarını görürsün, bakarlar, ama görmezler.
Suat Yıldırım
Siz o müşrikleri (veya putları) doğru yola dâvet ederseniz işitmezler.Onların sana baktığını görürsün ama, aslında onlar görmezler. [35,14]
Edip Yüksel
Onları hidayete çağırsan işitmezler. Onların sana baktığını görürsün; fakat onlar görmezler.
: