فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا
Süleyman Ateş
Allah da onları, o günün şerrinden korumuş, onlar(ın yüzlerin)e parlaklık ve (gönüllerine) sevinç vermiştir.
Alİ Bulaç
Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir.
Diyanet İşleri
Allah da onları bu yüzden o günün fenalığından korur; onların yüzüne parlaklık ve neşe verir.
Abdulbakî Gölpınarlı
Derken Allah da korumuştur onları, bugünün şerrinden ve yüzlerine bir parlaklık, gönüllerine bir sevinçtir, vermiştir.
Öztürk
Allah da onları o günün şerrinden korumuş ve kendilerini bir parlaklığa, bir sevince ulaştırmıştır.
Çeviriyazı
feveḳâhümü-llâhü şerra ẕâlike-lyevmi veleḳḳâhüm naḍratev vesürûrâ.
Diyanet Vakfı
İşte bu yüzden Allah onları o günün fenalığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Allah da onları o günün fenalığından korur, yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.
Suat Yıldırım
Allah da onları o günün felaketinden korur, onların yüzlerine nûr, gönüllerine sürûr verir.
Edip Yüksel
Nitekim, ALLAH onları o günün kötülüğünden korur ve onlara neşe ve sevinç verir.
: