عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
Süleyman Ateş
Özür yahut uyarmak için.
Alİ Bulaç
Özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) veya uyarmak için.
Diyanet İşleri
Birbiri ardından gönderilenlere ve görevlerine koştukça koşanlara, Allah'ın buyruklarını yaydıkça yayanlara ve hak ile batılın arasını ayırdıkça ayıranlara, kötülüğü önlemek veya uyarmak için vahiy getiren meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyamet şüphesiz kopacaktır.
Abdulbakî Gölpınarlı
Özürle suçu yok etmek hususunda olsun, yahut korkutma hususuna ait bulunsun.
Öztürk
Özür yahut uyarı için,
Çeviriyazı
`uẕran ev nüẕrâ.
Diyanet Vakfı
(Allah'a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için.
Elmalılı Hamdi Yazır
Gerek özür için olsun, gerek uyarı için,
Suat Yıldırım
Hak sahiplerine özür, yahut haksızlara tehdit olarak vahyi getiren melekler hakkı için:
Edip Yüksel
Bir müjde veya uyarı olarak...
: